Nevşehir’de, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla “Gazze Ölüyor, Ayağa Kalk” yürüyüşü gerçekleştirildi. Yüzlerce kişi Filistin’e destek vermek için Borsa Kavşağı önünde toplandı.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı’nın çağrısıyla Borsa Kavşağı’nda toplanan vatandaşlar, ellerinde Türk ve Filistin bayraklarıyla Hükümet Konağı’na kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca “Her yer Filistin, her yer Gazze”, “Çocuklar uyurken susulur, ölürken değil” ve “Özgür Filistin için ayağa kalk” gibi sloganlar atıldı. Katılımcılar zaman zaman tekbir getirerek tepkilerini dile getirdiler.
Yürüyüşün sonunda Hükümet Konağı önünde toplanarak, Gazze’de hayatını kaybedenler için dualar edildi.
Burada konuşan Nevşehir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına konuşan Memur-Sen Şube Başkanı Harun Öcal,
”Gazze’de masum çocukların bombalar altında can verdiği, Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın kutsal dokusunun çiğnendiği, Batı Şeria’da ailelerin evlerinden zorla sürüldüğü bu karanlık tablo, insanlık vicdanını kanatıyor.
İsrail, Hamas ile sağlanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşamasından sonra, 2 Mart’tan itibaren Gazze Şeridi’ne insani yardımların girişini durdurdu ve yine ne acıdır ki vahşetine başladı.
İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 1163 Filistinli hayatını kaybetti, 2 bin 735 kişi yaralandı.
Sivil altyapıyı ve hastaneleri de hedef alan katil İsrail, Gazze’de insani bir felakete neden olmaktadır. Bölgeye su ve elektrik tedarikinin kesilmesi ve sınır kapılarının kapalı tutulması Gazze’deki Filistinlilerin yaşadığı zor şartları daha da derinleştiriyor.
Kudüs, Ümmetin ilk kıblesi, siyonist çizmeler altında ezilirken, Müslümanlar nasıl rahat uyuyabilir?
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü, bugün İslam âleminin kulaklarında çınlamalı.
Siyonist işgal rejimi , çağdaş emperyalistlerin de desteğiyle Gazze’de korkunç katliamlar gerçekleştiriyor.
Siyonist canavarlar, Filistin’in her tarafında masum insanların üzerine ateş yağdırırken bir yandan da Suriye’ye yönelik saldırılar düzenliyor. Gerekçesi ise yeni yönetimin ileride İsrail açısından tehdit oluşturabileceği endişesidir.
Bugün yaşananlar sadece bir savaş ya da saldırganlığın geçici bir aşaması değil, planlı bir soykırımdır. Tüyler ürpertici ve vahşice yürütülen bir etnik temizlik eylemidir.
İşgal, ABD’nin onayı ve desteği, Arap yöneticilerin sessizliği ve ülkelerin suskunluğu ile plan sistematik olarak uygulamaktadır.
İsrail, Gazze’nin direncini tüketmek üzerine bahis oynuyor ve küresel protestoların zaman içinde yavaş yavaş azalacağını umuyor. Ancak Gazze yorulmayacak, düşmeyecek ve asla teslim olmayacaktır.
Sokaklara dökülmek, boykot silahını kullanmak, zalimlere karşı birleşmek için daha neyi bekliyoruz?
Bu sessizlik, sadece bir zayıflık değil, aynı zamanda bir ihanettir. Uyanış vakti gelmedi mi?
Siyonizm, sadece Filistin’in değil, insanlığın düşmanıdır.
İsrail’in işlediği suçlara karşı sesimizi tüm medya ve siyasi platformlarda haykırarak yükseltmeliyiz.
İslâm dünyasındaki devletler, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar (İslâm İşbirliği Teşkilâtı, Arap Birliği vb.) her ne pahasına olursa olsun, İsrail’in saldırganlığını dizginlemek zorundadır.
Söz konusu saldırganlık sadece Gazze, Filistin, Lübnan, Suriye gibi “mücâvir” beldelerle sınırlı kalmayacak, coğrafyamızın tamamına yayılacaktır.
Siyonist zorbanın başlattığı yangın söndürülmediği takdirde, alevler en uzak köşelere kadar erişecektir.
Hiçbir hükümet, hiçbir devlet ve hiçbir ülke kendisini güvende hissetmemelidir.
Bugün İsrail’le kol kola yürüyenler de dâhil olmak üzere, günün birinde herkes bir şekilde Siyonist saldırganlıktan payını alacaktır.
Gazzeli çocukların ve kadınların parçalanmış bedenlerinden kopan uzuvlar, İslâm dünyasının dört yanına adeta birer “bela mıknatısı” gibi dağılmaktadır.
Türkiye, İslâm coğrafyasında İsrail işgaline karşı cepheyi büyütmek ve sağlamlaştırmak için her yolu denemelidir.
Gelecek nesillere ve istikbale karşı yüzümüzün temiz olabilmesi, ancak tarih huzurunda vazifemizi tam olarak yapmakla mümkündür.
Akan kanı durdurma adına savsakladığımız, boş verdiğimiz ve önemsemediğimiz her bir görev, tarihin sayfalarında alnımıza kara bir leke olarak yapışıp kalacaktır.
İşgalci israil, sadece Müslümanları değil, evrensel adalet ve barış idealini de hedef alıyor.
Bu acı mücadele, Ümmetin birliğini yeniden inşa etmek için bir fırsattır.
Ey İslam âlemi! Artık bu derin uykudan uyan !
Kudüs’ün çığlıkları, Gazze’nin feryatları seni çağırıyor.
Sessizliğinle zalime güç verme, aksine öfkenle mazluma umut ol.
Unutma ki, tarih susanları değil, direnenleri ve dik duranları yazacaktır” dedi.
Turizm Haftası Kapsamında Vali Fidan’a Ziyaret
Karapınar’da 18 Mart Çanakkale Şehitleri için Anma Töreni
Ruhsatsız Silah Ele Geçirilirdi, 9 Kişi Gözaltına Alındı
Karapınar’da Bir İlk Artık Elektriğini Kendi Üretecek
Tatlarin Kadın Girişimci Kooperatifi İlk Mantar Hasadını Gerçekleştirdi