30 Ağustos; “Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı/Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı” diyen serdengeçtilerin emperyalizme meydan okumasıdır.
30 Ağustos sıradan bir zafer değil, olağanüstü fedakârlıklarla, insanüstü gayretlerle gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı’nın son dönemecidir.
30 Ağustos; Anadolu’da Malazgirt Zaferi ile başlayan Türk hâkimiyetinin ebedileştiği gündür.
30 Ağustos; zulme, kıyıma, talana, sömürüye başkaldırıdır, cesaret eseridir.
30 Ağustos; mazlum milletleri sefalete, esarete sürükleyen küresel oyun kurucuların hesaplarının bozulduğu, kendi kanlarında boğulduğu gündür; Türklerin yakasına taktığı şeref madalyasıdır.
****
Zafere ulaşmak elbette kolay olmadı. Hazırlıkları gizlilik içinde, sessizce ve en ince ayrıntısıyla yürütülen Başkomutanlık Meydan Muharebesi; baskın şeklinde yapılmalı, hızlı ve çabuk olmalıydı. Zira yurt sathını korumak için hiçbir durum ve koşulda tereddüte yer yoktu. Bu nedenle de taktiksel, stratejik bir mücadeleyle cephede yer aldı cengâver Türk ordusu. Ve 26 Ağustos 1922’de saat 05.30’da askeri deha Mustafa Kemal’in başkomutan olarak taarruz emriyle başlayan topçu ateşi Kocatepe’de gürledi.
Kararlıydılar, sebatkarlardı, hür ve müreffeh yaşama arzusu onlara ecdadından mirastı, aydınlık geleceklerini tayin edecek kudrete sahiplerdi, vatan tutkuları, bayrağa olan sadakatleri her türlü şahsi menfaatlerinin çok üzerindeydi. Türk milletini ücra dehlizlere hapsetmeye cüret edenlere gereken cevap verilmeliydi. Artık hiçbir güç, sömürgeci devlet, arsız zihniyet Türk’ün bağımsızlığına ayak diretemeyecekti.
NEVÜ Rektörü Aktekin: ‘ESERA 2023 Kapadokya’ Dünyanın En Prestijli Bilimsel Organizasyonlarından Biri
Karapınar’da Cumhuriyet Coşkusu Yaşandı
Güneş “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun”
Başkan Arı’dan Acıgöl Osb’de Fabrika ziyareti
Merhum Hacı Bekir Güven Kur’an Kursu Açıldı